29 Ocak 2014 Çarşamba

Nazlı'nın Uyku Saati


Ne zamandır yazmadım. Bir süre kitap okuyamadık, hastalıklar vs derken, kitaplarla dolu günler çoktan geri döndüler. Artık eskisi gibi kahvaltıda bile kitap okuyor, okutuyor. Bu iyi bir şey mi bilmiyorum. Yani bir işi yaparken kitap okumak. Gerçi kim sevmez ki yavaş yapılan bir kahvaltıda okunan dergiyi, kitabı. Bizimkini de o hesaptan sayıyorum. Bazı kitaplar için, özellikle de kapakçıkları olmayanlar için "ben bunu okuyamam ki" diyor. Okursun eşeksıpası..

El yazısı serisindeki kitapların çoğu 3,5 yaşa uygun değil ama Nazlı'nın Uyku Saati kitabı tam bize göre. Uyku saatini uzatmayı seven, oyuncaklarını toplamayı seven, bazen de hiç bir oyuncağını istemeyen, Duru'ya göre. Zaten kitabın adını da (tüm diğer kitaplarda olduğu gibi) Duru'nun uyku kitabı koydu. Nazlı kelimesi çıkmıyor ağzımdan. Nazlı'nın uyku saatinde oyuncaklarını tek tek yatağına alması ve nihayetinde kendisine yatacak yer kalmamasına dair bir hikaye. Bazen kendimi "Duru kendi kendine uyuyor" mesajı vermekle meşgul buluyorum. Gerçi benim kuzum, başında beklesek de kendi kendine de uyusa, sabahları gururla "Annee, biliyoo musun, ben kendi kendime uyuduum!" demeyi çok sever. <3 p="">

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder